Preloader Logo
Yaratıcı Drama Eğitimi

Yaratıcı Drama nedir?

Bir gruptaki kişilerin, somut ya da soyut herhangi bir konuyu, durumu, olayı kendi yaşam süreçlerini göz önünde bulundurarak ve tecrübeleriyle birleştirerek canlandırması, oynamasıdır.

Bu yöntemde katılımcılar birçok farklı rolü kendi yaşam deneyimleriyle birleştirerek, konuya farklı açılardan bakıp değerlendirerek, kendi istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda anlamlandırarak, kendilerinin ve gruptaki diğer katılımcıların hayatlarına fayda katmayı amaçlar.

Bu kavram dünyanın her yerinde kullanım amaçlarına göre farklı isimlerle anılmaktadır. Örneğin ülkemizde yaratıcı drama ismiyle anıldığı gibi ABD’de de İngilizceye çevrildiğinde aynı anlamı taşıyan ‘Creative Drama’ kavramı kullanılırken, Almanya’da ‘oyun ve tiyatro eğitim bilimi’, İngiltere’de ise ‘eğitimde drama’ kavramıyla anılmaktadır.

Bu yöntem özellikle eğitim-öğretim alanında tercih edilir. Bunun en önemli sebebi ise yaratıcı drama yöntemine dair yapılan araştırmalarda da görüldüğü gibi kalıcı ve işlevsel öğrenmenin gerçekleşmesini sağlamada oldukça etkili olmasıdır. Diğer yöntemlerden çok daha verimli olduğu algısı da ayrıca araştırmalarca desteklenmektedir.

İnsanlar dünyanın var oluşundan bu yana çevresindeki olayları gözlemleyerek bunları kendi bilinçaltlarına, bazen fark etmeden de olsa yerleştirir. Bu insanlığın doğal bir işleyişidir ve bu şekilde bilginin üstüne bilgi katarak, durumları tecrübe ederek, durumların ve olayların farklı bakış açılarını bilinçaltımızda değerlendirip analiz ederek bir şeyleri öğreniriz. Fark edilmese bile yaşamın her anında yapılan bu eylem, yaratıcı drama yöntemiyle oldukça benzerdir. Kısacası yöntemin bu kadar verimli ve tercih edilir olmasındaki en büyük etki aslında insanın doğal yapısına son derece uygun ve neredeyse sürekli bunun yapılıyor olması.

Yaratıcı Drama yöntemi nasıl daha kalıcı, verimli ve faydalı hale getirilir?

Öğrenmeyi zorlaştıran en büyük sorun, durumları duyusal bütünlük içinde değerlendirememektir. Bu yüzden bu yöntem uygulanırken bütün duyuların kullanılmasına ve bu duyuların bir bütün içinde olmasına özen göstermek yöntemden en yüksek verimi almaya fayda sağlar. Yani uygulanan konuyu tek bir duyu organıyla algılamaktan ve o şekilde anlatıp yaşatmaktan kaçınılmalıdır. Örnek olarak; anlatılıp tecrübe edilen durum, kişinin kıyafetiyle uyum sağlarken aynı zamanda kişinin sesindeki duyguyla ya da arkada çalan şarkıyla bir bütün içinde olmalıdır. Ayrıca diğer dokunma, tat ve koklama duyularıyla da bütünleşebiliyor olmalıdır. Çünkü her duyumuz bizdeki farklı hisleri uyandırır ve her duyunun birbirinden tamamen farklı algılama biçimleri ve yöntemleri vardır. Bu durumda her bir duyuyu değerlendirmek bize algılama ve hissetme konusunda fayda, kolaylık ve yaratıcılık sağlar.

Yapılabilecek bir diğer uygulama is gruplandırmadır. Yani kullanılan nesnelerin benzerlik gösterecek özellikleriyle birlikte mantık çerçevesinde kategorilere ayrılabilir olması gerekir. Bu kategoriler bazen işleve göre, bazen harekete geçirdiği duyu algısına göre, bazen de sadece görüntülerinin benzerliğine göre olabilmektedir. Bu algı ve öğrenme mekanizmamızın birtakım bilgileri bir bütün halinde anlayıp ilişki kurabilmesine olanak sağlar.

Son olarak, nesnelerin kendi aralarında benzerlik ilişkisi kurulabilecek şekilde seçilmesi ya da uyarlama yapılabilir olması gerekir. Basit olarak kalabalık bir bilgi topluluğunun içindeki bize lazım olan bilgileri, birtakım anahtar kelimelerle arayarak kendi önümüze alıp okuduğumuz gibi.

Yaratıcı Drama Dünyada Nasıl Ortaya Çıktı?

Eğitimin içine dramayı alıp kullanmaya başlayan ve hayatımıza yaratıcı drama kavramını sokan, aynı zamanda İngiliz bir öğretmen olan Harriet-Finlay Johnson’dır. 1871-1956 tarihleri arasında yaşamıştır. 1900’lü yılların başında başöğretmen olduktan sonra, eğitim verdiği okulda, kendi öğrencileriyle birlikte okuldaki eğitim şekline daha önce olmayan yenilikçi bakış açıları kazandırdı. Yenilik olarak programına kütüphane ziyaretlerini, doğa yürüyüşlerini, birtakım el becerilerini geliştirme derslerini eklemiştir. Aynı zamanda açık alanda ders işleme konusunu da benimsemişti.

O zamanların normallerine göre öğrencilere verilmeyen bazı özgürlükleri de öğrencilerine vermeye başladıktan sonra yeni yöntemleri insanların dikkatini çekmeye başladı. Yöntemlerinin verimliliği zamanla ortaya çıkıp güzel sonuçlar alınmaya başlandıktan bir süre sonra da yöntemleri İngiltere’nin eğitim müfredatına yavaş yavaş dahil olmaya başladı.

Bu alanında keşfedici olarak Johnson’un adı biliniyor olsa da, onun arkasından anılan ve hatta yönteme kendilerinden birtakım yeni özellikler katan birçok isim vardır. Örnek olarak Henry Caldwell, Cecily O’Neill, Peter Slade, Viola Spolin, Gavin Bolton, Brian Francis Way, Dorothy Heathcote ve Winifred Ward isimleri ön plana çıkmaktadır.

Henry Caldwell Cook: Bu alanda tanınmasını sağlayan öncelikli özelliği ‘The Play Way: An Essay in Educational Method’ kitabının yazarı olmasıdır. Bu kitap, yaratıcı drama alanında bir başyapıt olarak görülmektedir. Eğitimin okumaktan ve dinlemekten çok, yapma eylemiyle gerçekleşeceğini savunmuştur. Bu durumda mevcut eğitim sisteminin gerçeğini engellediğini söylemiş ve düşünceleri fazlaca tartışılmıştır. Savunduğu düşüncelerin somut örneği olarak da öğrencilerine ‘Mummery’ adını verdiği tiyatro sahnesi de denilebilecek bir oda oluşturarak, öğrencilerine doğaçlama yoluyla dramayı kullandıracak oyunlar oynatmıştır. Buna ise oyun yolu adını vermiştir. Aynı zamanda oyunu, öğrencilerine neden bir şeyleri öğrenmeleri gerektiğini öğretmek amacıyla da kullanmıştır. Ayrıca öğrencilerin, sınıflarda kendi kendilerini yönetmeleri gerektiği düşüncesini de savunmuştur.

Cecily O’Neill: Dramanın ve tiyatronun eğitim alanında olması gerektiğini savunan uluslararası bir otoritedir. Aynı zamanda yazar ve editör olan Cecily’nin drama alanında birçok makalesi bulunmaktadır. Hala hayatta olan ve The Ohio State Üniversitesi’nin eğitim fakültesinde drama programlarını yürüten Cecily’nin, kendine has bir yöntem olarak geliştirdiği Süreç Dramayı da eğitim programlarına dahil etmiştir.

Yaratıcı Drama Türkiye’de Nasıl Çıktı Ve Gelişti?

Dünyada ilk ortaya çıktığı zamanlarda, birçok ülkede ortaya çıktığına dair bulgulara rastlanılmaktaydı. Ülkemizde ise ilk ortaya çıkış zamanı olarak Cumhuriyet dönemi biliniyor olsa da, aslında Cumhuriyet dönemi öncesinde, Osmanlı döneminin sonlarına doğru, İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nun milli eğitimdeki birtakım çalışmalarının ülkemizdeki ilk çalışmaları olduğu söylenmelidir. 1908 yılında eğitim bakanı rolünde iken okul eğitimlerinde tiyatroya yer verilmesini sağlamıştır. Meşrutiyet Dönemi’nin eğitim programlarına ‘Tarihi Temsilleri’ adı altında tiyatro ve dram çalışmalarını eklemiştir. Ayrıca ‘Mektep Temsillerinin Usul-ü Tedrisi’ yayınıyla da drama ve tiyatronun eğitimdeki önemine vurgu yapmıştır. İleriki zamanlarda Selahattin Çoruh ve Emin Özdemir gibi yazarların yazmış olduğu kitaplarla da eğitimde drama ülkemizde adından söz ettirmiştir. Daha sonra bu yöntemin belli yıllarda eğitim müfredatına dahil edilerek kullanıldığı da somut bir kanıt olarak görülmektedir. Cumhuriyet dönemindeki ilk zamanlarında yaratıcı drama, 1982’ye kadar eski adı olan dramatizasyon kavramıyla anılmıştır.

Ülkemizde yakın tarihlere gelindiğinde, Ankara Üniversitesi’nin eğitim fakültesinde öğretim görevlisi olan İnci San ve tiyatro sanatçısı olan Tamer Levent’in birlikte yaptıkları çalışmalarla da ülkemizde bu alandaki çalışmalar hız kazandı. Bu şekilde ülkemizde de zamanla dramanın eğitimde kullanılması oldukça yaygın bir yöntem haline gelmeye başladı. İnci San’ın çabalarıyla eğitim verdiği üniversitece birçok uluslararası seminer düzenlendi.

Eğitimci İnci San ve tiyatro sanatçısı Tamer Levent’in öncülüğünde ülkemizde Çağdaş Drama Derneği kurulmuştur. Bu derneğin amacı yaratıcı kimlikleri arttırmak, drama çalışmalarını hızlandırmak ve başlı başına bir disiplin olarak hayatımıza yerleşmesini sağlamaktır. Ayrıca ülkemizde Tamer Levent ve İnci San yaratıcı dramanın öncüleri olarak bilinmektedirler.

Bunların dışında günümüzde Milli Eğitim Bakanlığı müfredatında okullarda seçmeli ders olarak yaratıcı drama yer almaktadır.

Çocuklar İçin Faydaları Nelerdir, Nasıl, Ne İçin Kullanılır?

Çocuklarda, özellikle okul öncesi dönemde yaratıcı drama önemli birçok role sahiptir. Çocukların oyun ve sanatla birlikte bütünleşerek hem eğlenmelerine hem de öğrenmelerine olanak sağlar. Genellikle eğitimi eğlenceli hale getirmek için kullanılır. Çocukların hayatlarının başında dünyaya, sosyal çevreye ve hayata uyum sağlamalarına yardımcı olur. Buna bağlı olarak bu yöntemle birlikte eğitim alan çocuklar özgüvenli olarak büyür. Yani kendilerini özgürce ifade edebilir ve ifade etme öncesinde kendilerini tanıma ve anlama evresinden daha kolay geçebilirler. Kişilikleri güçlenir. Aynı zamanda duyusal bütünlük çerçevesinde, bütün duyu organlarını kullanarak bunları birleştiren bir temele dayalı bir eğitim yöntemi olduğu için çocuklarda dikkat sorunlarının oluşmasını engeller. Yaratıcılıklarını geliştirir ve düş gücünü kullanmayı öğrenmelerini sağlar. Kendi duygusal varlıklarını keşfederler ve bunu geliştirirler. Nelerden mutlu olduklarını, nelerin onları üzdüğünü veya sinirlendirdiğini daha rahat anlarlar, kendilerini tanımakta güçlük çekmezler. Ayrıca çocukların potansiyelini ortaya çıkarır. Bununla beraber başka insanları önemserler ve onların iç dünyalarıyla empati kurma yetenekleri gelişir. Aynı zamanda eleştiri ve yorum yapma konusunda da deneyim elde etmiş olurlar. Kendilerini eleştirmekten korkmaz, bunun aslında iyi bir şey olduğunu öğrenirler. Soyut ve teorik durumları, düşünceleri anlayıp somutlaştırabilirler. Drama eğitimiyle beraber tiyatroya ve sanata eğilimleri oluşur. Yaşıtlarını gözlemlerler ve birtakım farklı durumların içinde bulunarak hayata karşı deneyimler kazanırlar. İnsanları dinlemeyi ve grup çalışmalarında başarılı olmayı öğrenirler. Deneyleri, hayatı, durumları gözlemlemeyi ve bunlardan sonuç çıkarıp bu sonuçları hayata, somuta, ele alınır bir sonuçla bütünleştirmeyi öğrenirler.

Çocukların eğitiminde dramayı kullanmanın faydaları saymakla bitmez. Özet olarak çocukların kendilerini ve insanları tanıyarak hayatla ilgili birçok deneyim elde etmelerine olanak sağlar ve hayata bir adım önden başlamalarına yardımcı olur.

Yetişkinler İçin Yaratıcı Drama Faydaları Nelerdir, Niçin Gereklidir?

Hayat boyunca yaşımız kaç olursa olsun yaşamımıza bir şeyler katmaya, yani öğrenmeye devam ederiz. Buna bağlı olarak aynı çocukların gelişiminde ihtiyaç duydukları gibi yetişkinlerin de kendilerini geliştirmeleri, daha verimli ve dolu bir hayat yaşamaları için birtakım şeylere ihtiyaçları vardır. Bu konuda tam olarak çocuklarda olduğu şekilde olmasa da drama yine yetişkinlerin yardıma koşar.

Yetişkinler için yaratıcı dramaya baktığımızda ortaya çıkan ilk sözcük farkındalıktır. Çoğu kişi kendi gücünü keşfedememiş ya da keşfetmiş ancak bunu nasıl kullanacağını bilmemektedir. Bu gibi durumlarda dramanın kişiye çok büyük faydaları olur. Özellikle kendini tanımadığını düşünen ve kendini tanımak isteyen yetişkinlere yardımcı olur. Onların kendilerini farkına varmalarını sağlar. Geliştirmek istedikleri yönlerini ortaya çıkarır ve bunları geliştirmek için ne gibi yöntemlere ihtiyaçları olduğunu, nasıl daha iyi öğrenebileceklerini anlamalarını sağlar. Kişilerin başkaları tarafından anlaşılma isteğini yerine getirmiş olur çünkü onun gibi hisseden bir sürü insan olduğu farkındalığını yakalar. Kendilerini eleştirmeyi bilmeyen yetişkinlere yol açarak bunu öğretir. Kendini eleştirmeyi öğrenen kişi kendi eksik yanlarını farkına varmaya başlar. Eksik yanlarını fark ederken bunları geliştirmeyi öğrenir. İçten içe farkında olunan yetenekleri ortaya çıkararak onların da gelişmesine olanak sağlar. Kendilerini yalnız hisseden yetişkinlerin, aslında onlar gibilerinin olduğunu ve zaman zaman herkesin kendini yalnız hissedebileceğini görmelerini sağlar. Bu gibi durumlarda ne yapmaları gerektiğini öğretir ve bunu sık sık yaşamamak için ne yapmaları gerektiğini farkına varmalarını sağlar. Ayrıca hayatın yoğunlunda kendine vakit ayıramayan kişilere vakit ayırma olanağı sağlar ve kendi iç dünyalarında bir serüvene çıkarak aslında neye ihtiyaçları olduğunu anlamalarına yardımcı olur. Aynı çocuklarda ki gibi empati yapamayan kişilerin bu yönlerini geliştirmelerini ve insanları anlamaya başlamalarını sağlar. Konuşma ve dinleme becerisini ileri bir seviyeye taşımalarına yardımcı olur, diksiyonu geliştirir. Olayları ve insanları gözlemlemeyi öğretir. Gördüğü şeyleri kendi doğru yanlış süzgecinden geçirdikten sonra, kendi hayatlarında kullanarak kendileri için çözümler üretip onları kendi hayatlarında da kullanmaya başlamalarını sağlar. Yani aynı zamanda, kişilerin problem çözme becerilerini de geliştirir ve onların birtakım durumlarla ilgili örnekler görmesine yardımcı olur. Bireysel çalışma yönü gelişmiş olan insanların grup çalışmalarına da uyumlarını arttırır. Artı olarak bireydeki sosyalleşme ihtiyacını karşılar. Sanat ve estetik düşünme yönü gelişmemiş bireyleri de sanata teşvik eder. Karar verme ve iş bitiricilik özelliği aşılar. Bunlar gibi saydıkça bitmeyecek bir sürü amacı ve faydası vardır.

Yaratıcı Drama Eğitim Dışında Hangi Alanlarda Kullanılır?

Yaratıcı drama özellikle eğitim alanında kullanılıyor ve biliniyor olsa da aslında saymakla bitmeyecek birçok alanda karşımıza çıkar. Eğitimde öncelikli olarak okul öncesi çağda başladıktan sonra yine genellikle eğitim alanının içinde okullarda olan psikolojik danışma ve rehberlikte, okul dışındaki psikolojik hizmetlerde, sosyal hizmetlerde, kadına şiddetle mücadele kurumlarının eğitim programlarında, toplum çalışmalarında, iş yaşamı gibi birçok alanda yer alan bir yöntemdir. Kısaca insanların iletişim kurmaları gereken her alanda yer aldığını söylemek yanlış bir şey olmaz.

En başından son kısmına kadar kullanım aşamaları nelerdir?

Genel çerçevede çalışmaların toplamda 3 aşamadan oluştuğunu söylemek mümkün. İlk aşama hazırlık ve ısınma, ikinci aşama canlandırma, üçüncü aşama ise değerlendirme aşaması olarak adlandırılır.

Hazırlık-Isınma Aşaması: Bu aşama adından da anlaşıldığı gibi drama ortamına, çevreye ısınmayı ve oyuna hazırlığı amaçlar. Burada en büyük görev lidere düşmektedir. Lider gruptaki katılımcıların birbirine ısınmasını sağmaya çalışır. Yani grubun dinamiğini sağlamlaştırmayı amaçlar. Eğer birtakım anlaşmazlıklar ve uyumsuzluklar ortaya çıkarsa bunları ortadan kaldırmalıdır. Kişiler beden hareket sınırlarını oluşturur ve vücudun oyun öncesi ısınmasını kolaylaştıracak hareketler yapar. Katılımcılar birbirleri arasında güven köprülerini oluşturarak birbirlerini tanımayı hedefler. Sadece bedeni hazırlamak ve katılımcıların birbirini tanıması amaçlanmaz. Bu aşamada aslında kişilerin kendilerini bir diğer aşamaya hazır hissetmeleri gerekir. Bir sonraki aşamaya kendilerini zihinsel ve bedensel olarak hazırlarlar. Ayrıca özellikle deneyimsiz katılımcılar için kişilerin kendilerini yaratıcı dramaya hazırlamaları önemlidir. Bu yöntemle aralarını ısıtacak şekilde hazırlanırlar. Bunu sağlamak amacıyla ilk aşamada daha çok eğlenmeyi ön plana çıkararak, katılımcılar rahatlatılmaya çalışılır. Bu yüzden daha çok çocuk yaratıcı drama çalışmaları üzerinde durulur. Ama bunu yaparken katılımcıların bilmesi gerekir ki bu sadece alışma ve geçiş çalışmasıdır. Eğer bu tam olarak katılımcılara anlatılmazsa, özellikle yeni kişiler için konuyla ilgili yanlış bir algı oluşabilir.

Canlandırma Aşaması: Çalışılacak konunun içeriğiyle canlandırma, doğaçlama ve rolün yapıldığı aşamadır. Hayal gücü özellikle bu aşamada gereklidir. Drama çalışmasının bu aşamasında ortaya çıkan deneyimler ve sonuçlar üstünden çalışmanın devamı gelir, yani aslında oyunun iskeleti burada belirlenir. Bu yüzden de en az ilk aşama kadar önem taşır. Ayrıca burada çıkan dramatik durumların çözümleri geliştirilir, yani problem çözme yeteneği de bu aşama için gereklidir.

Değerlendirme Aşaması: Bu aşamada çalışma süresince ortaya çıkan bütün durumlar değerlendirilir. Katılımcılar kendi deneyimlerini ve gözlemlerini diğer katılımcılara anlatırlar. Kişiler için bu çalışmanın faydaları değerlendirilir. Öğrendikleri kazanımları hayatlarında nasıl kullanabilecekleri, nasıl uyarlayabilecekleri konuşulur. Kısaca duygu ve düşünce paylaşımı, sonuç çıkarımları bu son aşamadayken katılımcılar tarafından yapılır.

Tiyatro oyunculuk ve kişisel gelişimde yaratıcı dramanın katkılarını ve güncel yaşama etkilerini yakından izleyebileceğiniz yüzlerce referansımız için lütfen Ekol Drama müşteri temsilcilerimizle iletişime geçin.