Preloader Logo
Ebeveyn Çocuk Köprüsünü Kurmak

2015 yılında Toronto Üniversitesinde yapılan uzun soluklu bir araştırmaya göre; 1965 Yılında bir babanın çocuğu ile bir haftada birlikte geçirdiği süre 2 Saat, annenin 10,5 Saat, 2010 yılında bir babanın geçirdiği süre 7,2 Saat, anneninki ise 13,7 Saat olarak belirlenmiştir. Yıllar içinde ebeveynlerin çocuklarıyla geçirdiği sürede belli oranda artış olsa bile rakamlardan anlaşılacağı üzere gün başına birlikte geçirilen süre çok yetersizdir.

Şu anda tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi nedeniyle vahim bir durumla karşı karşıya bulunuyoruz. Hayatlarımız altüst oldu, henüz etkin bir tedavi bulunamadı ve çalışmak zorunda olanlar dışında herkes belirsiz bir süreyle evlerinden çıkamaz oldular.

Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun insanların (daha önce bu yaygınlıkta bir pandemi vakası yaşanmadığı için) yaşama dair tüm rutinleri bozuldu. Hepimiz belirsiz bir süreyle evlerimize kapandık. Aynı nedenle çocuğu olan aileler de hayatlarında ilk kez, sadece çekirdek aile olarak hiç evden çıkmadan 24 saat süreyle çocuklarıyla bu anlamda baş başa kaldılar.

Yukarıdaki rakamlar üzerinden bir karşılaştırma yapacak olursak 2010 yılında bir babanın çocuğuyla gün içinde paylaşımda bulunuğu süre yaklaşık bir saat, annenin 2 saat iken tarihte ilk kez bu süre saat-limitsiz oldu. Bunun gerçekten uyumlanması gereken bir süreç olduğunu düşünüyorum.

Bu dönem, belki de ilk kez koşuşturmadan birbirimizi dinleyebileceğimiz, çocuklarımızın gözlerine bakarak uzun sohbetler yapabileceğimiz, anne/ baba/çocuk üçgenini tamamlayabileceğimiz, çocuklarımızın hayal dünyalarına tanıklık edebileceğimiz bir zaman dilimi olarak değerlendirip ebeveynler olarak krizi avantaja çevirip çocuklarımızla kaliteli zaman geçirme alışkanlığı edinmemiz için tarihsel bir fırsattır.

Bunu başarmak için bu zor günlerde tüm istatistikleri alt üst edecek kadar yeterli zamanınız var. Corona virüsün önceliklerimizi değiştirdiği bu zaman dilimini, çocuklarımızla birlikte planlayacağımız aktivitelerle değerlendirip, onlarla aramızda bir ömür boyu yıkılmayacak çok sağlam bir köprü kurmak için kullanmak belki de kendimize ve çocuklarımıza yapabileceğimiz en büyük yatırımdır.

Her ebeveynin amacı mutlu ve dengeli bir çocuk yetiştirmektir. Çocuk yetiştirme konusunda bilgi ve tavsiye veren binlerce kitap vardır. Kendi alanlarındaki uzmanlar ebeveynlere sağlık, beslenme, çocuk gelişimi, eğitim veya ebeveynlik hakkında en güncel bilgileri vermeye çalışır. Bununla birlikte, basit bir gerçek genellikle göz ardı edilir: Doğumdan yetişkinliğe kadar çocukların, ebeveynlerinin onlara zaman ayırmasına ve ilgisine ihtiyacı vardır. Bazen ebeveynler “başarılı” bir çocuk yetiştirmek için o kadar endişeli olurlar ki, çocuklarıyla kişisel olarak etkileşimde bulunarak zaman geçirmenin önemini göz ardı ederler. Bu, okuldan ders dışı aktiviteye, ödevleri denetlemeye kadar koşmak anlamına gelmez.

Etkileşimli zaman, çocuk ve ebeveynin birlikte ortak bir faaliyette bulunarak geçirdikleri zamandır.

Ebeveyn çocuk birlikte zaman geçirme alışkanlığı olan ailelerde;

•         Çocuk kendini önemli ve sevilmiş hisseder.

•         Ebeveynin davranışını modelleme fırsatı bulur.

•         Ebeveynler, onlara daha iyi rehberlik edebilmek için çocuğun güçlü ve zayıf yönlerini gözlemleyebilir ve öğrenebilirler.

•         Çocuğun düşüncelerini ve duygularını dile getirme şansı vardır.

•         Ebeveyn ve çocuk arasında daha güçlü bir bağ gelişir.

Ailenin çocukla kaliteli zaman geçirmesinin asıl amacının, çocuğunuzun mutlu, dengeli ve topluma yararlı birey olarak yetişmesini sağlamak, onu anlamak ve geliştirmek olduğu açıktır.

Peki ya ebeveyn ve çocuk arasındaki iletişimde sıkıntı varsa? Sayısız çalışma, çocuk veya ergenlerin, ebeveynlerinden doğru sevgi, dikkat ve rehberlik alamadığında olumsuz davranışlar sergilediğini tespit etmiş bulunmaktadır.

Örneğin, çalışmalarına Brown Üniversitesinde devam eden sosyolog Gregory Elliott tarafından yürütülen ve Journal of Family Issues (Aile Sorunları Dergisi)’nde yayınlanan bir araştırma aileleri için önemli olduklarına inanan ergenlerin aile üyelerine karşı tehdit veya şiddet kullanma olasılıklarının daha düşük olduğunu göstermektedir.

Çocuğun ve gencin yaşadığı çevre için önemli ve gerekli olduğuna, toplumda bir fark yarattığına inanması ebeveynle arasında kuracağı ilişkiye bağlıdır.

Bu çalışmaya göre “önemli olma” durumunu belirleyen üç faktör vardır; farkındalık, önem ve güven.

1)Başkaları var olduğunuzu biliyor mu?

2)Size zaman ve kaynak ayırıyorlar mı?

3)Sizdeki potansiyeli görüyorlar mı?

Bu analize ilişkin veriler, 2000 Gençlik Risk Davranışı Araştırması'nın bir parçası olarak 11-18 yaşları arasındaki ulusal bir örneklem olan 2.004 ergenle yapılan telefon görüşmelerinden gelmektedir. Yaş, cinsiyet, ırk, dindarlık ve aile sosyoekonomik yapısı ve büyüklüğü için kontrol edilen bulgular, bir kişinin ailesi tarafından önemsenmemesinin, şiddet eğilimini artırdığını, ergenlerin şiddetli davranışta bulunma olasılığını koruduğunu göstermektedir.

Aile ile kaliteli zaman geçirme amacının, çocuğunuzu mutlu, uyumlu ve toplumun yararlı bir üyesi olarak yetişmesi, onu sevmek, anlamak ve geliştirmek olduğu açıktır.

Bazı çalışmalar, çocukların ebeveynleri tarafından desteklenmediğinde duygusal ve davranışsal bozukluk geliştirme olasılığının daha yüksek olduğunu ve tüm çalışmalarda, başarılı bir ebeveyn olabilmek için ilk hayati adımın çocuklarla kaliteli zaman geçirmenin önemini vurgulamaktadır. Mutlu ve sağlıklı çocukları teşvik edecek faaliyetler sayısızdır ve pahalı ya da erişimi zor olmak zorunda değildir. Buradaki en önemli nokta, çocuğa tüm dikkatinizi vermektir ve bu çocuk için de geçerlidir.

Başlamak için birkaç öneride bulunmak gerekirse;

1.      Aile yemek zamanı: Bu, menü seçiminden, birlikte yemek yapmak ve masayı hazırlamak, servis yapmak, birlikte yemek ve masayı birlikte toplamak bir aile etkinliği olabilir. Yemek sırasında çocuklar ve ergenler, okul ve iş gibi olağan konulardan değil, kendileri için ilginç olan konular hakkında konuşmaya teşvik edilmelidir.

2.      Ev Ödevi: Eğer ebeveynler, çocukların ev ödevi için yardım talep ettiklerinde onlara kızmadan,  öğrenmeye teşvik edecek şekilde sakin kalabilir ve pozitif davranırlarsa, ev ödevi yapmak, çocukla kurulacak sağlıklı bir iletişim için iyi bir araç olabilir.

3.      Spor: İster bahçede birlikte top oynarken, ister spor salonuna gittiğinizde ya da çocuğunuz oyun oynarken veya sahnede izlerken ona verebileceğiniz en büyük ödül marifeti iltifata tabi tutup onlara bunu ifade ederek cesaret vermek olacaktır.

4.      Çocuğunuzla birlikte yapa cağınız resim, el sanatları, enstrüman çalma, koleksiyon yapma gibi hobiler konuşma için harika birer fırsattır.

5.      Her türlü kutu oyunu ailenin dinlenmesini ve birlikte oynamanın keyfini çıkarmasını sağlar.

6.      Ailece alışveriş yapmak basit ama keyifli bir etkinlik olabilir. Çocuk bu süreçte, liste yapmayı, ürünleri tanımayı, doğru seçim yapmayı, ürünlerin arkasını okumayı, ev ekonomisi öğrenir.

7.      Birlikte konsere ya da tiyatroya gitmek, birlikte evde televizyon veya film izlemek. Çocuğunuzun hoşlandığı film ya da programları birlikte izleyip ardından seyrettiğiniz oyun ya da filmle ilgili sohbet eder fikrini sorar ve bunu bir alışkanlık haline getirirseniz, onun hakkında daha fazla bilgi edinme şansınız olduğu gibi o konudan hareketle çok değişik konularda konuşma fırsatı yaratmış olursunuz. 

8.      Yürüyüş, bisiklet, piknik veya kamp gibi açık hava etkinliklerini birlikte yapabilirsiniz.

9.      Çocuklarınızın okuldaki etkinliklerine mutlaka katılın. Ben seni ve yaptıklarını önemsiyorum mesajını söylemeden vermiş olursunuz.

10.  Küçük çocuklarınıza düzenli olarak kitap okuma alışkanlığı edinin. Hikâyenin sonunu onun getirmesini ve size anlatmasını isteyin. Ergen çocuğunuza hangi kitabı okuduğunu sorun siz de aynı kitabı okuyun. Her iki durumda da, çocuğunuzla birlikte okuduğunuz kitap üzerine düşüncelerinizi paylaşın.

Corona virüsün bize aile olmanın, birlikte yaşamanın önemini bir kez daha hatırlattığı bu günlerde, aile olarak birlikte kaliteli zaman geçirmenin, sağlıklı ve mutlu çocuklar yetiştirmek için keyifli ve eğlenceli bir yol olduğunu gerçeğini içselleştirip, çocuğumuz ve bizim için uygun olanları seçip deneyimlememiz ve sonrasında da devam ettirmemizin büyük bir kazanım olacağına inanıyorum.

Böyle bir aile ortamında büyüyen, değer gören, düşüncelerini ifade edebilen, duyu ve duygularının farkında olan sevilen ve sevgisin ifade edebilen çocuk ve ergenler, bunun önemini kavrayacak ve yaşamdaki seçimlerini bu temel değerler ışığında yapacaktır.

Şimdi tüm ebeveynler için, yaşanan olağanüstü stresli zamandan pozitif bir sonuç elde etmenin tam zamanı.

Sevgiyle ve Sağlıkla kalın,

Gülsen ÇALTIL

Ekoldrama Eğitim Enstitüsü

Kurucu