Öğrencilerimizden birinin
dedesi ellerimi tuttu ve dedi ki;
Bazı insanlar mimar olur
mühendis olur bina yapar,
Bazı insanlar aşçı olur
yemek yapar,
Siz bizim çocuklarımızı "İNSAN" yapıyorsunuz, çok teşekkür
ederiz.
İşte o an, tüm
yorgunlukların, sıkıntıların bitip geriye sadece dingin bir mutluluğun kaldığı
andı çünkü ben Ekoldrama ‘yı kurarken sadece bunu hayal etmiştim. Çocuklarımız
ve gençlerimizin düşünen, araştıran, fikirlerini savunabilen, kendisini her
platformda özgürce ifade edebilen, estetik duyguları gelişmiş sanatla iç içe "İNSAN" olmalarını sağlamak istemiştim.
Ekoldrama’nın kuruluşunun
20.yılında bir büyükbaba bilge kişiliği ile çok sade bir şekilde ve ta
yüreğinin en derinlerinden gelen bir samimiyetle idealimin gerçekleştiğini, tam
da hayal ettiğimiz kelimelerle ifade etti. O an benim için zamanın durduğu
andı. Verilen bunca emeğin olabilecek en üst mertebede karşılığı.
Dünya yüzündeki tüm insan
toplulukları, farklı özelliklere sahip insanlardan oluşur. Farklılıklar aslında
zenginliktir ve bu şekilde değerlendirilmesi gerekir.
“Eğitimde Drama,
farklılıklarımızın birlikte yaşamı zenginleştiren öğeler olduğunun farkına
varabilmeyi sağlayacak bir kültürlerarası eğitim için vazgeçilmez önemde bir
yöntem ve yaklaşımdır” diyor eğitmenlerimizden Prof. Hasan Akbulut bir
bildirisinde.
Biz Ekoldrama olarak bir
ideal uğruna başlangıçta çocuk ve genç eğitimlerine öncelik verdiğimiz
“Yaratıcı Drama “ eğitimlerimize, 21. Yüzyılın eğitim gereksinmelerine ve
önümüzdeki on yıllık dönemde profesyonel hayatta yerini alacak y jenerasyonuna
yönelik interaktif öğrenme öğretme metotları ile tasarımladığımız kurumsal
eğitimlerle çağın gereksinmelerine uygun eğitim yaklaşımımızı sürekli
geliştiriyoruz.
Eğitimlerimize katılan ve
bize çalışmalarımızda ilham kaynağı olan her yaştan öğrencilerimize şükranlarımızı
sunuyorum.
Sevgiyle kalın.
Gülsen Çaltıl
Ekoldrama
Eğitim Enstitüsü Kurucu