Bugün günlerden 9.Eylül.2019… Doğduğum şehir İzmir’in kurtuluşu.
Ve tam 20 yıl önce Ekoldrama’yı kurduğumuz yılın ilk günü.
Ne ara 20 yıl oldu? Şimdi 21.yılın açılış hazırlıklarını
yapıyoruz. Gençler benden Ekoldrama ya dair bir yazı yazmamı istediler .Yazmaya
nereden başlayacağımı bilemedim…. Bu okul benim için nasıl bir duygu
yoğunluğudur ki bahsederken bile gözlerim doluyor. Bildiğim tek gerçek var 20
yılda birlikte bu yolculuğu paylaştığımız yaklaşık on bin çocuğun hepsini taaa
yüreğimin en derinlerinde taşıyorum.
Bu yirmi yılda yaklaşık üç jenerasyon yetişti.
Bazıları tanrının rahmetine kavuşmuş, birlikte olduklarımız
uzun yıllar bu ideali paylaştığım duayen hocalarımızla.
Bir sınıfımızın tüm öğrencileri tam yedi yıldır kesintisiz ve
tam kadro devam ediyorlar, aileleri ile kardeş gibi olduk… İlk yıl ailelerinin
tercihi ile gelen çocukların kendi isteğiyle devam ortalaması üç ila altı yıl…
Bu bir sihir… Hislerimizin karşılıklı ve bunca yoğun olması. Ekoldrama ’ya
öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve velilerimiz ile yüklediğimiz anlam…
Koskocaman bir enerji topuna dönüyor her şey yılın sonunda… Birbirine eklenip
büyüyor yıllar içinde. Bu yüzden Ekoldrama bir kurs değil. Bir yuva. Hayata
hazırlanılan, yaşamın en güzel anılarının biriktirildiği bir sığınak… Ben
kimim, neleri iyi yapıyorum. Ahmet niçin
benimle arkadaş olmuyorun cevabının bulunduğu yer..
Çok yoruluyorsun, tüm
zamanını harcıyorsun bunca emeğe değer mi?
Karşılığını al bari diyen o kadar çok insan var ki çevremde bir
bilseniz. Bir gün hem de hiç beklemediğim bir anda bir büyükbaba verdi bu
soruların cevabını…
“2016 yılıydı. Yılsonu genç tiyatro performansı bitti. Ben
sertifikaları ve ödülleri vermek üzere sahneye çıktım. Gençlerin ikisi yurt
dışına gidecek. Sarılmamız ne kadar
sürdü hatırlamıyorum.
Sonrasında her zaman olduğu üzere kapıda velilerimi
uğurlarken bir büyükbaba ellerimi tuttu ve dediki;
“Bazı insanlar mimar olur, mühendis olur bina yapar,
Bazı insanlar aşçı olur yemek yapar,
Siz bizim çocuklarımızı “İNSAN” yapıyorsunuz, ne kadar teşekkür
etsek az dedi.
Bu büyükbaba son beş yıldır torununun performanslarını
izlemek üzere İstanbul dışından geliyordu.
İşte o an, tüm yorgunlukların, sıkıntıların bitip geriye
sadece mutluluğun kaldığı andı. Çünkü ben Ekoldrama’ yı kurarken sadece bunu
hayal etmiştim. Çocuklarımız ve gençlerimizin düşünen, araştıran fikirlerini savunabilen,
kendisini her platformda özgürce ifade edebilen, estetik duyguları gelişmiş
sanatla iç içe “İNSAN” olmalarını sağlamaktı tek hayalim.
Tam 17 yıl sonra bir büyükbaba bilge kişiliği ile çok sade
bir şekilde ve taaa yüreğinin en derinlerinden gelen bir samimiyetle idealimin
gerçekleştiğini tam da hayal ettiğim şekilde ifade etti. O an benim için
zamanın durduğu andı. Verilen bunca emeğin olabilecek en üst mertebede karşılığı…Böyle
düşünen velilerimizle yola devam dedim uykuya dalmadan önce….”
Bu yıl 21. Eğitim yılımıza 28. Eylül de başlıyor ve hiç
bitmeyen heyecanımızla çocuklarımızı ve gençlerimizi bekliyoruz…
Sevgimle
kalın,
GÜLSEN ÇALTIL